Perşembe, Eylül 27, 2012

..Balıkçının Oğlu..


Nitekim, şefkati yazıyorum

El sanatım,dil sanatım, sanadır.

Aldırış etme, kalem kullanmaz oldum.

Zaten eskisi kadar yazmıyorum.

Alışıyorum gitgide, şefkat...

Yok olasıca bir zamana gömdüğüm.

Pervasız, ardına kendimi de gömdüm.

Bas bayağılaştıkça günler,

Gece yorgunuydum önceden,

Şimdi görsen Ay'a günaydınlarımı ...

Nöbete kalkıyorum 3-5 , 4-6 ..

Neyin beklentisiymiş,sormadım.

İçimdeki hain ,

Aklımı kalbime düşman kestiğinden beri,

Nitekim, Şefkatim sağ salim yanımda.

El sanatım, dil sanatım, onadır...

Yok yok yok...

Düşürdüğüm yeri de aradım oysa,

Madem kaybolacaktı, çocuk ağlamasaydın..!

Şimdi ben kaybettim diye mi gülünç?

Zaten gözüm kalmıştı sende..

Gel sana balık tutmasını öğreteyim..

Yarın hava açık..

Beni de babam götürürdü hep,

Nitekim, şefkat ...

Baba'dan oğul'a ... 


27.09.2012                               Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

Pazartesi, Eylül 24, 2012

..İki Fazla..


Veda hutben yalan okunur,

Son namazını 4 rekat ta kılarlar,

Ah-ı bekama bir şiirdir dokunur,

Bitti denilen yerde ölümün sözündeyim ...



25-06-2012                     Özkan ERDAŞ





...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Nidame..


Bir limana meyilliyim,

Demir atsam tutar tutmaz gibi..


Susuzum, çölde mecnun gibiyim,


Gel gör ki anlatamaz susar gibiyim...




25-06-2012             Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..GEÇ..




Anlamıyorum zaten anlatmaya çalışmayın..
Zaman kavramım akrepten değil,
Azın kararını da bildiğimi varsayıyorum,

O zaman ;
Yaz'a geç kalmış olabilirim ...
Deniz'e soğuk...
Güneş'e bulutluyumdur biraz.



Arkası dönük ağaca benzerim,
Ön yüzüm belirsizken ...




20-06-2012              Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Fırtına Bekçisi..


Yarı ölüp yarı dirildim yine ,

Gece uyuyup sabah uyandım yine ,

Ve yine aynı şeyler aynı şeyler... 

Sürükleyin beni fırtınalara ; 

Çok durgun sulardan sıkıldım yine ...


16-06-2012                Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..İnancım Kadar..


İnancımı okuduğum şairden aldım,

Kimse de sormaz kim olduğumu..

Sorsalar zaten çabuk kesilir sesleri.

Ben, 'Mavi Gözlü Dev' in devamıyım ...

Onlardan büyük sanki inancım,

Korkuyorlar benden,benim gibilerden..

Sesleri de çıkmıyor benim kadar.

SUSMAZ ŞAİR ÖLSE DE..

Ben 'Nazım Hikmet' sevdalıyım ...




15-06-2012                          Özkan ERDAŞ   




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Ne İstersen..




Kaybol gözüm görmesin..!
İzini sürer bulur yüreğim isterse.
Defalarca yaşlı olabilirim,
Ardı sıra ölebilirim de,
Sonsuza dek görmesin gözlerim.
Sözüne kanar geçerim bir ihtimal,
Ya yazdır ya sonbahar, 
Gölgeni ardına bırak yeter ...




02-04-2012                      Özkan ERDAŞ






...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Boş Sokak..


Sabaha düşmüştü yolum bu kez,
Karanlık ardıma pusu kurmuştu,
Kaldırımlara yazanlara daldım yine,
Sabah kahve kapalı, yollar bomboştu.
O kaldırımlarda ölenler ve ben,
Sarhoşum, geceden kalmayım.
Doldurmuştuk sokağı ağzına kadar
İşte o sabah hepsi kaybolmuştu …

Hani top koşturanlar vardı ,çocuktu,
Hepsi büyüyüp koca adam olmuştu,
Derinden çekerlerdi nefeslerini,
Son nefesleri dumana dolmuştu.
Geceden tıklım tıklımdı yürekleri,
Sabahına dalsız güllere döndü o yürekler,
Hepten koparılmış ve solmuştu …

Kaldırımlara yazanlar şimdi yoklar,
Ne alemdir gülerken anında ağlamaya dönerdik,
Betonlar soğuk, kaldırımlar bom boştu.
O gece çıkılan yoların tümü sanki yokuştu,
Yarıda bıraktı kimisi, gece körü şarhoştu.
Çok sesli bir sokaktı Şairler Sokağı,
Kimi erken düştü dalından,
Kimi savruldu hayatın olanca rüzgarından.
Geriye yarım kanatlı uçmaz bir kuş,
Onunda aklı fikri uçmaktı, sinsice bir kuştu.

O gece ansızın doldurmuştuk sokağı,
Fikrimiz bir,dilimiz bir,yerimiz yurdumuz bir.
Dayanamadı yüreği şairin…
Koşup aceleci, sabaha yakın toprağa kavuştu …
Çok sesli bir sokaktı Şairler Sokağı,
Kaldırımlar soğudu,
Dev yürekler dövüştü,
Az bilenler çoktan aradan savuştu.
Çok değil,
Sabahına,
O sokak bom boştu …


03-08-2012                                            Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

Perşembe, Eylül 06, 2012

23.08



Sigarayı gizli içerken zevk alırdımya hani,
Bişeyleri sessizce içimde yaşadığımda mutluydum,
SiGaram yanıp sönüyor fersizce..
Aşk eskisi kadar yakın değil soluma..
Gizlisi saklısı kalmadı bu işlerin,
Restleştim kaderimle..
Artık içime çektiğim aşk duman olup çıkıyor,
Anlamsız uçup gidiyor ...


23.08.2012                                 Ö.E.






...Sonsuz'dan bir metin daha...





26.08


Sabah çıktığım balkonda karşıya daldım bir an,



...Sonsuz'dan bir metin daha...

Vazgeç..

Vazgeç...


29.08.2012              Ö.E.


...Sonsuz'dan bir metin daha...

Cumartesi, Eylül 01, 2012

Vur Yolcu !!!


Vur yolcu !!
Bilmeden gelip bastığın bu toprak,
Bir devrin battığı yerdi...
Eğilip kulak vermeye ne gerek,
Anaların çığlığından dinle 
Bu vatanın kalbini söktüler..
İstiklal uğrunda can veren Mehmed'in
Kanı ne için aktı diye sorma.
Sele katıp kanını son vatan parçasını kurtardığı yer...
Hürriyet zevkini milletine yaşattı da...

Vur yolcu !!
Uyuyanlara inat edercesine,
Var gibi görünür yok olanlara cevap...
Mehmed'in kanıyla çizili sınırdan,
Geç te geç anasını satayım !
Vur... 
Umursamayanlara inat..
Onlar zaten vazgeçenlerdi.
Bir tek Mehmed vazgeçmezdi,
O da derin uykuda şimdi ...


01.09.2012                           Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...



Cumartesi, Haziran 30, 2012

..Yeşili Seven Kadın..

İçimde kendimi kandırıyorum .
Az bir zamanım kalacak ,
Bekledim de bekledim ..
Yeşile boyalı kum saati,
Damla damla suyum ,
Oysa ;
Tane tane kum sayıyordu.

Yeşili seven kadın...
Yaprak ol,
Rüzgarın dansında kal.
Dal ol,
Kuşlara katıl ama göçme.
Ağaç ol,
Özgürlük dediğin gibi..
Orman ol,
Gecelere nefesle dol ...

Yeşili seven kadın,
Yeşile dol,
Özgür ol ...
Tam düşlediğin gibi ...


30-06-2012                        Özkan ERDAŞ



...Sonsuz'dan bir metin daha...

Salı, Haziran 19, 2012

..Barışın Çocukları..


Amansız bekleyişleri bitirdik biz,
Zamansız söylediklerimizin derdindeyiz..
Ansızın çıkıp geldi beklenen o günler,
Yaşımız başımıza yetişti çoktan..
Acımızı deniz tuzuna banıp yedik,
Dilimiz de yandı kavruldu tuzdan..

Son bir hedefe yönelmek mi dersin,
Akdeniz'i aşalım Cebelitarık'tan,
Okyanuslara dolalım çığ çığ,
Biz,
Bizler,
O ve Onlara karşı ...
O ve Onlar kanımıza susamışlar,
Biz,bizler desen barışın çocukları,
Elimizde beyaz kumaş parçamız,
Dilimizde deniz tuzu,
Susmayı da konuşması kadar öğrendik...
Durup selam durmayı da koşması kadar.
Yol bizim,
Yordam da bizim..
Beyaz kumaşı KIRMIZIYA boyama zamanıdır.
Amansız bekleyişleri bitirdik biz ...



18-06-2012                                                Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

Çarşamba, Haziran 06, 2012

..MAHKUMLARIN ÇIKMAZI..




Sağlam örelim duvarlarını,
İlla suç işlemeye gerek yok,
Biz kendi kendimizi ispiyonladık hayata..

Kaliteli olmalı malzemesi de,
Sonra sırtımızı,
Sağlam duvarlara dayamalı.
Tüm planlarını da biz hazırladık,
Kendimizi tıktık ta tıktık, vay be…
Bir tavan yaptık göklerimizi kapattık,
Sağımız solumuz duvar oldu,
Rüzgarımızı da biz kestik işte..
Çıplak ayakla koşan özgürler vardı,
Biz de çırılçıplakken, giyindik işte..

Üç kişiydik, birer birer aldılar,
Eziyeti yoktur karanlığın, yoktu..
Biz içimizde güneşi öldürenleriz.

Bana sordular evvel, yapan kim.. ?
“Neyi.. ?” dedim, sustum..
Zararım kendimedir, hep sustum..
“Bir hazinedir, nefesin yardımından,
Nedendir kaçıp soluksuz idam..?”
Biz.. Güney beslemeleriyiz..
Akdeniz nefesidir nefesimiz,
Dağlar, taşlar ördük aramıza,
Denizde çıplak yüzerdik de,
Giyindik.. müebbet’e niyetli…

İkinci bana da sordular,
“Güpegündüz kaybolduğun yol senin,
Haykırsan biri duyacaktır sesini..?”
Ben hep kaybolurum,
Önce küçük oyuncak arabamı kaybettim,
Ağladım…
Sonra adım adım, adımlarımı kaybettim,
Yavaşladım…
Bir de kendimi kaybettim ki,
Belki tüm kaybolanların bir dünyası var,
“Kaybedilenler dünyası”..
Kaybolunca bende oraya gideceğim diye,
Arabamı ve adımlarımı bulmaya,
Sustum.. kendi yolumda kayboldum işte..

Üçüncü bana bir şey demediler..
O istememişti zaten bunları,
İlk ikisi zorladı belki de, direnemedi.
Önce aklımı çaldılar karanlığa,
Söz dizemedim dizelerime,
Kalbimi susturdular biraz,
Konuşmayı unuttu sonraları..
Güneşim,rüzgarım bir yaşardı içimde,
Ben suçsuzum..
Ben örmedim o duvarları,
Diğer benlere sorun, onlar işte..
Onlar kapattı güneşimi,
Rüzgarımı kestiler ..
Onlar işte…

Biz üç kişiydik…
Ben,ben ve ben..
Ben nefessizim,boğuldum,
Ben kayboldum,hep kaybolurum,
Ve ben;
Ben suçsuzum..
Güneşimi ve rüzgarımı verin geriye,
Onlar yaptı..
Onlar işte. .
                                           Ben,
                                                  Ben,
                                                       Ve Ben …


31-05-2012                                                      Özkan ERDAŞ













...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Üçüncü Perde..


Sahneler yeniden yazılmış.

Dekor da değiştirilmiş inadına,

Bir ışık çekili serseri bozması

Olanca göz alıyor,seyirci kaybına.



Oyuncular..

Onlar çoktan emekli olmuşlar,

Yenileri de yeni yerlerinden mutlu,

Kurulmuşlar sere serpe uzanmış,

Karanlık sahnenin arkasına,

Sıralarını beklemekteler,hevesli..

Susmalı, bir kuru gürültü seyirci

Yanmalı ışık,açılmalı perde…



Ben…

Çoktan yeni rollerimi ezberlemişim.

Uzatmışım saçlarımı gün bozumu,

Serseri tipi vermişlerde yoktan

Faili meçhul,bir efendi gömmüşler.

Bağıra bağıra gireceğim sahneye,

Bir piir nefesi gerek belli ki,

Yeni oyun, yeni sahne..

Baş roller desen, umut veriyor..

Üçüncü perde açılacak,

Bir gülünç alkış kopmalı,

Sonunda ayağa kaldıracak,

Ben yazdım, iyi izlenmeli…



‘Ha ..!’ dedim diye oyun duracak,

Bir girilip bir çıkılacak,

Sahne toz toprak..

Siyah-beyaz filme de dönecek

Üç boyutuna da bir gerek,

Üçüncü perdeye dakikalar,

Üç içten söz verilecek evvel..

-          Edebi aşkın sonsuza..

-          Görevinde olma sorumsuz..

-          Ne serserisin ne de huysuz..

Derin lütuf yoktu madem,

Bir alabora söze de kanılır.



Üçüncü perde…

Açıl..!!





18-05-2012                                       Özkan ERDAŞ






...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Susuz Yolcu..


Çıktığım yol şafağa çalacak

Ezanın düetine yol alacağım

Hayırdır sabahın gölgesinden

Sokak lambaları çok yönlü

Vurmuş ta gölgeme tersinden

Korktum olancasına çocuk



Karın tokluğuna muhabbet gerek

Sıcak bir çayla sabahın koynuna

Uzansam derim, izin çıkmaz..

,şefkatine yandığımın ‘Ağlasun’ u.

Derdimden anlar beni durutmaz..

Bir simite çay alırım, karşılık.

Özü derindir Ağlasunlu’dan…



Bir saltanattan devrilirim yola,

Çayı,simiti,sigarayı bırakıp kenara,

Akdeniz sevdasına bir rota

Koydum dümeni hokkalısından

Koltuğumda bir bavul o sıra,

Şahım,pirim..Nereliyim de

Mavi çağarır durur gitmeliyim.



Memleket kokar efkarıma nefesli,

Alabora bir kargaşa çöker

İlçeler arası terminal eşrafına,

Adamın derdi büyüktür,

İmansız, biri müşteri bekler

Diğeri sıra kapma sevdasında..



Tütün sarmaya koyulduğum sıra,

Verdim mi üstüne bir çayla mola,

Çökmüş otururum ilk bulduğum yere,

Gözlere yakındır, bilemem..

Benim kafam uzakta oturmuştur,

Kimi pervanesinde hayatın, takılı

Aklında bin bir dertle harmana..

Ben bulutlara meyletmişim, derinim

İstemeyene zaten yok dert tasa,

Bir de şu rüzgar alıp alıp dalgasını

Kıvrılıp acemice,saçıma vurmasa..



Yolum yoldur,dumanım yoldaş..

Seyahatin seyrindeyim, yavaş  yavaş …





01-05-2012                                                         Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Tutamadığımdan..


Uykusuzluğa devrim niyetim

Amansız yorgunum..

Destanlardan bozma bir sır,

Karanlığa saplanmış suretim..

Paylaşamadım sırrımı da,

Peşindeydim oysa el yakını

Sustum.. Sanırım susacağımda..

Uyku akar gözümden

Bir damla yaşın adında,

Zaman akar yola dayalı

Gece kalbime akar..

Eski bir resim elimde

Ben durup durup ona bakarım…





01-05-2012                                       Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Tahtadan Atlar..


Fetih kumarında rest çektin,

Boğazlar aşmalı kazanmaya.

Gözün altın tahtta pür dikkat

Bin bir hesap ortasında eksik çıkacak,

Planlar kurulacak, ağır toplantılarda,

Emrin olacak , hazırlıklar yapılacak.



Kış yaklaşırken dar boğazda kalacaksın,

Çelik çeliğe çarpınca onu kavrayan ellerin ısınacak,

Rest çektin fetih kumarına,

Mavileri sağlam geçmeli..



Dört diyar karışmış,seni soran yok.

Sen tahtadan atlar süreceksin mavilerde,

Limanlarda dört nala demirlenecekler,

İhtişamın,alacak gözlerini düşmanın,

Sancağında amblemin dümen,

Rotanı diktin mi altın tahta,

Duman duman tüteceksin köylerden,

Barışa niyetli savaş olmaz,

Çelikten damla damla kan,

Masumlardan göz yaşları akacak..



Dört nala tahtadan atlar,

Dört diyar karışmış diyorlar..

Üç aya sığdırılmış hazırlıklara

İki kelam katacaksın,saldır!!

Bir adım kala altın tahta,

Kahpe bir ok yüreğinde..

Bir adın kala savaş türkülerine,

Yanacak tahtadan atlar mavilere,

Kızıl maviye bulanırken,

Sen,yarım dümenle toprağa..



Tahtadan atlar mavilerde boğulacak,

Sen nefessiz kalacaksın…





17-05-2012                                                           Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

..DİLSİZ VELİ..


Git buralardan bulut..

Çatlamış topraklara,

Güneşten kavrulan çöllere

Git…

Sana dua edenlere,

Akın akın yağmur dilenenlere

Git…

Bu karanlığı da yanında götür,

Her gün ağlamaz gökyüzü..

Ben ağlarım gecem gündüzüm,

Sele verdim senin efkarından

Yirmi beş yaşında ağabeyimi..

Git…

Öyle öfkelenmez bulutlar,

Hem ne etmişiz de öfkelendin,

Yağmurunla evimi barkımı devirdin.

Son nefesiydi belki ağabeyimin,

Derenin akıntısına kapıp götürdün.

Elini uzatmış garezli bağırır,

Bir daha da göremedim, gaipten,

Toprağa verecek bedenide kayıp,

Eh be bulut…

Dilsiz Veliyim deli etme beni..

Sen baharda gelmelisin,

Ilık rüzgarlara katılı, sakin,

Temiz, yeni nefesler getirmeye niyetli,

Benim nefesimi kesmeye değil..

Katıp önüne ağabeyimi,

Ne diye sürüklersin… ?

Hadi kışa yetiştin diyelim;

“Bulutlar adam öldürmez” deyi..

Bana kara yazılır, onlar beyaz sayfadan.

Bulut.. !

Sen karayı temizlemeye gelmelisin,

Sen baharda…

Git buralardan bulut..

Dilsiz Veliyim deli etme beni,

Dillendirme lal olmuş dilimi.

Konuşamam yazdığımdan anla

Konuşsam küfre dolacak dilim,

Susuz topraklara git..

Sana dua edenlere,

Git.. !

Götür şu karanlığını da..

Her gün ağlamaz gökyüzü,

Ben ağlarım…

Dilsiz veliyim..

Dillendirme beni…





19-05-2012                                                      Özkan ERDAŞ



...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Dinleyin,Konuşmayın..




Bir dakika..

Kaldırmayın, indirin ellerinizi,

Susun..!

Herkes bilirse, herkes konuşursa olmaz..

Devlet ne yapar sonra?

Siz okuyun,sizin aklınız dolu olmalı,düşünmeyin.

Devleti düşünmeye fırsatınız olmamalı,

Alın işte; petrole, kiraya, ekmeğe zam..

Onlarla oyalanın,siz konuşmayın..



Devlet yapar..?

Devlet yapmalı..?

Yapıyor olmalı,

-          Aç mısınız..?

-          Açız!

-          Açıkta mısınız..?

-          E açıktayız!

Halledilir..Halletmeye çalışılır..

Çalışıyorlar..Çalış..Çal..!

Çalıyorlar…?

Siz susun,siz konuşmayın.

Alın; güneş,su,rüzgar..

Aldığınız nefesin bile vergisini verin..



Düşünmeyin..Dinleyin..Konuşmayın..!





17-05-2012                                                Özkan ERDAŞ




...Sonsuz'dan bir metin daha...

Salı, Mayıs 15, 2012

..BEN ZAMANI..


İşte o zamana gelinecek,
'Belki'lerin arkasından uzanacak ellerin
Tutabildiğin kadar 'kesin' avuçlayacak..
O zamana gelinecekse,
Beklenecek biraz içe kapalı.
Sonra açılmasın mı güneşe dönük papatyalar,
Bahara selam edilmesin mi ?
Ateşler yakabilrim soğuk geceye
Güney Burnu'ndan eserim lodosla,
İşte o zamana gelirim..
Geldiğim zaman o zamana denk gelir mi?
Ne zamanlara gelinir,sen..
'Ben Zamanı' nı bekle ...






15-05-2012                       Özkan ERDAŞ



...Sonsuz'dan bir metin daha...

Cumartesi, Mart 17, 2012

.. Gündüz Gözüm..

Epey olmuş bekliyorum..
Uçuruma yakın gözlerimde hüzün
Bir tutam yanımsın, uzansam belki..
Bir o kadar da uzak, yetişemediğim.
Elim ayağım kesilmiş, yorgunum,
Koşamazım peşinden, koşsam belki..

Epeydir varsın biliyorum..
Demini almayan gecenin koynuna,
Ateşler de yaktım, göremiyorum,
Bir nefes dibimsin, ölsem belki..
Boğmalı o zaman ulaşmaya niyetli,
Kalbi, mavinin kucağına, gözü kapalı,
Deniz tuzundan yanmakta gözlerim,
Bakacağım yoksa, açabilsem belki..

Epeydir susuyorum..
Külahları değişilmiş çoktan kalplerin
Dokuz kapıya dokuz mühürlü dilim.
Haykıracağımda yüzüne, açılsalar belki..
Yakınım..uzağım..Nereden bakmalı..?

Epey olmuş bekliyorum..
Varsın biliyorum,
Sustum da..susuyorum…

Rüyalar misali dalgınım, kim bilir..
Ezan sesiyle diyorum,
Uyansam belki …


16-03-2012                                                       Özkan ERDAŞ


...Sonsuz'dan bir metin daha...

.. Haykıracağım , Susturacaklar..

Takatin zulmüne yazılacak.
Veryansın ediyordu gece,
Adım adım takibindeyim
Feryat figan bağrıma bastım
Neylesin çocuk, şekerini düşürmüş.
Ana .. oğlunu bilmem hangi cepheye
Kurban vermiş, koyun niyetli,
Parası yok sokakta kimsesizin
Ne yapsın..?

Oysa yerden bitiveriyordu acımasızlık,
Elini uzatanı geri çevirdik çoktan.
Geçen gece öldürüldü bir taksici,
Yol vermemiş ardından gelene, yoktan..
Toprağı da kurumadı vurulan gazetecinin,
Hürriyeti yazdığı sayfalara gömdüler.

Takatin zulmüne yazılacak,
Kazılacak yine derin bir kuyu
Elde avuçta kalan ne ederse artık,
Halbuki emek emek işlenmişti vicdana..
Senden, benden, ondan,
Satın alındı bile hiç uğruna.

Takatim kalmayacak vicdansıza
Geçmişe, hürriyete, emeğe saygısıza…
‘ Yok artık..!’ dedim diye
Asılacağım… Üç çift gözle…

15-03-2012                                                    Özkan ERDAŞ


...Sonsuz'dan bir metin daha...

..YOK..

Evinin önünden geçiyorum her gün,
Üç beş sıra gözüme ilişti evvel
Bir sabahına haberini aldım
Kapısı kilitliydi, taşınmış meğer.
Bir kere seslenebilseydim eğer,
Değerdi belki eli elime, bilmem..

Kayıbım şu sıralar, meyhane yolundayım.
Eksik değil yanımda rakım, şarabım..
Ah etmeli bir yerde, derbeder
Onu düşünmekteyim yine, içkime meze.
Kayıbım.. kayıbım kayıp,
Bilmiyorum şimdi nerededir..?
Yağmur yüzüme tükürür gibi yağıyordu,
O sabah geç ayıldım biraz
Güneş, heybetli bana küfrediyordu..

Yolumu kaybettim..yolunu kaybettim..
Bir kere seslenebilseydim eğer,
Bir gün bir köşede, aynı yolda bulurdum
Belki yağmur ve güneş benden olurdu
Bilemem…
Taşınmıştı, bir daha göremedim.
Evinin önünden geçiyorum her gün,
YOK  …


16-03-2012                                                         Özkan ERDAŞ



...Sonsuz'dan bir metin daha...

Salı, Mart 06, 2012

..Süleyman’dan Temalar..

Tükeniyor zaman..
Kaçıyorum ardıma haçlı takılı.
Belki bulsaydım bir kılıç kalkan
Gururlu, cesur kaçardım yine,
Yok yok deme sende..
Nice ordulara yenildim de,
Sende indi sancağım,
Sende yıkıldı surlarım..

Ne kılıcım, ne kalkanım
Belki bir tek sana çıplağım.
Yok yok deme sende..
Yok olurum, yok olacağım.
Çıplağım …

11-01-2012                                                                                    Özkan ERDAŞ




=> Süleyman Feyyaz Şahin adına ‘REDDEDİLMEK’ temalı bir şiirdir..


...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Yazar Değil Şairim..

Romanlarım yok benim,
Kalın cilt, yedinci basım falan..
Denemedim de değil hani,
‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’..
Tek bitirebildiğim kitap.

İki cümleyle anlatılır,
Alt alta dizilidir,
Özdür, açıktır, mesajdır…
Şiirlerle edebiyat,
Şairlerle biyad..

Bir Attila sevdasıdır al git..
Nazım Hikmet niyetinde,
Can Baba edasında…
Kaptan’ım, Mavi Gözlü Dev’im, Baba’m..
Onca okudum, onca yazıyorum..

Romanlarım yok benim.
Şiir kitaplarımla beslenirim.
Belki kendime yazar, gülerim,
Şair geldim,
          Şair gördüm,
                     Az gördüm, çok buldum.

Galiba şair öleceğim.
                       Kitaplığım da boş değil…

11-01-2012                                                    Özkan ERDAŞ



...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Ölüme Yaklaştıkça..

Derin düşünmeye de gerek yok,
Asılacaksa yağmurun en sağanağında
Kalbe imansız sövdürtmeye minnet,
Şuhedasız yığılıp kalacak nasılsa
Nefessiz , son bahar belki.
Başına geçirildiğinde yuvarlak düğümlü,
Ölü nefesli urgan , susacaksın.
Susturulacaksın...
Konuşmana da gerek yok,
Bir düğümde diline atacaklar nasılsa.

Kimsesizsen vasiyetini kuşlara salıver,
Nereye uçar , giderse gitsin diyerek
Belki heves edeceksin bir şişeye koymaya
Salıvermek denizin fırtınasına..
Yazmana da gerek yok.

Düşündüğünü konuşma..
Konuştuğunu da yazmaya kalkışma.
Herkes kendi işine bakacaksa;
Bir kol olacak urganı tutan
Onu çekecek bir görevli , soğuk kanlı..
Sende kendi işine,
Çıkıp geçireceksin yuvarlak düğümü başına,
Belki korkulu, belki cesur.
İşin ölmekse, çıkıp öleceksin işte..
Düşünme,konuşma,yazma…

02-01-2012                                               Özkan ERDAŞ


...Sonsuz'dan bir metin daha...

.. Son Yemekte..


Bir bardak birliktelik katın,
Yudum yudum merhamet bağrında
Doyasıya sarılmalıyım canıma değer
Üşüyorum biraz, bir nefes ısınayım
O yeter …

Bir bakış umut doldurun,
Gözümden feryat figan her çırpışımda
En yorulmuşluğumla bir ara vermeli
Korkuyorum biraz, boşalsın hayal kırıklıklarım
Yettiğince artık …

Bir tebessümle sen alayım,
Yüzünde kendimi karanlığa inat okuyayım
Onca dertten tasadan ırak,
Alaydan uzak, bir gerçekliğe çalmalı
Yoruldum biraz, dudakların beni benden almalı
Değer biçemediğim …

Bir akşamına ölüm belki,
Onu da koyarlar masam elbet
Aklımda yemediğim tatlı kalmasın diyerek.
Hastayım biraz, tüm derdime son olmalı
Ya baklavadır ya tulumba..
Belki kaymaklı kadayıf.
Yediğim içtiğim senle gelse
Tıka basa doyar, tatlımı da alırım …

29-02-2012                                                                    Özkan ERDAŞ


...Sonsuz'dan bir metin daha...