Mesela, uçuyorduk öğle sonrası,
Buluta
batan güneşlerimizle biz..
Akçakanatlı
kuşların dilinden
Toplandık
evvel yem uzatan ellere.
Mavi
de yaşmaklarımız vardı hani
Uzuncana
yollar katederdik te yorulmazdık biz..
Mesela,
koşuyorduk akşam üzerileri,
Çamurlara
saplanan botumuzun tekleri
Anca
sular çekildiğinde yeniden ulaştığımız..
Saklandık
evvel eli bıçaklı karanlıktan
Asfaltsız
toprak yollarımız vardı hani
Sonra
betona boğdukları…
Yeşil
yüreklerimiz vardı da bizim..
Orman
oluverirdik mesela.
Sonra
dalgalanır denize vururduk hani,
Sürç-ü
lisan dileklerimizle biz
Kendimizi
şiire adamışız.
Uzun
saçlıydı biri,
Sakalları
ağarmış ötekinin
Ve
berikinin de düşünceleri ağarmış.
Mesela,
hep bir ağızdan yazardık sabahları.
Güneş’i
bulutlara gömmeden,
Tabi
günün uzun olacağı belliydi,
Mesela,
hep sabah ölmüştük biz …Özkan ERDAŞ 01-06-2014
...Sonsuz'dan bir metin daha...