Salı, Aralık 28, 2010

..Ne Vardım Ne O Kadar Yok..

Ne vardım ne o kadar yok..
Beyazım , kar beyazı..?
Bembeyaz değilim..
Biraz karanlığa bulanmışlıkta
İçten içe gökyüzünde bulut
En yağmur sırtlanmışından...

Ne azaldım ne o kadar çok
Saltanatım yokluğun esrarında
Sıra sıraa bir kervanım
Taşımaklı oldum olası en ağırı
Dişe diş körüklenmişliği alevlerin
Ucunda kainatın yanmışlığı
Sonsuzluğa inat yudum yudum..

Neyse neydi o kadar da olmaklı
Çanlar çalıyordu ezana karışık
Arka bahçede çocukluk kayıp
En çığlığa karışık sessizi aralayıp
Kanla bıçağın derdinde uzanmış
Küfürlü gözlerle kör görmekten
Hala umut elemek en nihayetten
Issız çöle yağmur duası misalen..

Ne ölmekti ne o kadar nefes
Bir ölmekli bin doğmakla eş
Sabırsızlığa yenilmkeli besbelli
Elinde kağıttan teyyareye son bilet
Oysa ağlamaya sırtı dönük durmakta
Batan bir gemiden kalan sandalla
Saltanatına bin sebep bembeyazlığa aç..

Ne vardım ne o kadar yok
Siyahım , gece siyahı..?
Simsiyah olmadım beyaza aşık..
Azından kararınca ortalarda kayıp
Ardı sıra hırçın bir dalgada belki
En köpüğe bulanmışından...
Ayıp dedim..!
Yaşasaydım keşke en fırtınasından...


15-12-2010                               Ö.E.


...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Bile bile karanlık mı dersin..?

Oldum olası sevemediklerimin arefesinde
Dizi dizi bulut karanlığa kesmiş
Büsbütün haykırışlarınla ananın dizinde
Bile bile karanlık mı dersin?
Serseri bir çığlık iki adım ötede
El bağlamalı belki olmayan gerçeğe...

Birde yer yer soğuktan donmak var
Güneşin bıçak keskini sıcağında
Boş gözlerle ansızın kaybolmak ta
Alabildiğince yersiz ölü soluğunda
Bile bile karanlık mı dersin?
Üç beş akçeye değer puslu ışığında
Kardeş yakını bir suç, küflü kurşunla...

Nerede düşürdün alın teri düşleri?
Yoksul bir sokak köpeği uğultusunda..?
Nefesinde sonsuzun küfrü uykusuz..
Ayak yalın teninde yanık izleri kuşkusuz
Yağmur bereketinde sessiz batan gemi..!
Bile bile karanlık mı dersin?
Avucun iç çekmekte ölmeye meyilli
Kardeş yakını o suç , küflü kurşunla
Güneşin avlusunda karanlık gömülmeli
Etrafı kara mermer döşeli, içten içe fakir
Saadetin fermanında...!
Bile Bile Karanlık...!

08-12-2010                                         Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

..Hareket Saatinde..

Biraz hırçın bir kalabalık
Garda akşam saatleri , hüzün ağır..
Valizler,çantalar uzun seyahatler için.
Kimi ağlamaklı kimi kahkaha dolu
Görünen beş kişinin üçünde bir dal..
Dumanlarında kaybolanları da var..karanlık
Her çekişte kalbi huzur dolanları da..

Ankesörlüde insan eksik değil tabi.
Belki yolculuk öncesi son görüşme.
Dİllerde elvade türküleri,
Gözlerde tek damlalık hüzün yağmuru,
Belki hoşbulduk merasiminde diğeri
Kısa keselim,evde devam ederiz havaları..
Beklenene kavuşma edalarında,                                                                                (Antalya Otogar)                                 
Telefonun diğer ucunda ailesi,eşi,dostu..

Garda kalkış saatleri..heyecan,
Biri valiz yerleştirmede
Biri uğurlamakta yakınını uzaklara..
Diğerleride benim gibi beklemede
Gelecekya bizim diyar aktaran...

Sessizlik bozulmakta, hareket yaklaşmakta..
Hoyrat bir elveda belki...
BElki düğün günü bir karşılama.

Ah bu yolculuk önceleri , sonraları
Yalnızlığa gitmek gibi...
Tüm varlığına kavuşmak ta...
O zaman sade bir dille ;
Hayırlı yolculuklar..
Tüm gar eşrafına saygılarla...

28-11-2010                                 Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

..NE KADAR GECE..?

Yeni bir türkü söylemekse,
Kaybetmişliğin yanıklığında.
Biri gelip soğuk su serpmeli yüreğe,
Ölümün sırdaşlığında...
Gecenin sabaha yankısında...

Gece , ne kadar gece..?
Sabah ne kadar uzak ....

26-11-2010                   Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

..ÇARESİZLİK..

Ömür dediğin de ne ?
Eğer duyamamışsan içinde sessiz haykırışlarını,
Her sabaha kalbinde bir eksikle uyanıyorsan,
Ki kendini kaybetmişliğe hazırlamış ölümü bekliyorsan,
Ağır geliyorsa henüz 18'inde omzundaki pamuktan yük,
Umutlarını ve yarınlarını acınası bir karanlıkta bırakmışsan,
''Şimdin''bile keşkelere boğulmuş ve sen nefes almayı unutmuşsan,
Hiç ettiklerine yanmayı bırakıp açılamaışsan hayat denizine...
Ömür dediğin de ne...?
Tüm bu karanlık çöktüğünde üzerine, sakın geç kalma..
Sonunda bir yudum güneşe muhtaç olma..

Ömür dediğin ;

SENDEN İBARET.....

19-10-2010                             Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

..NE Gerekse O..

Akşama doğru..
serseri bir rüzgara kattım umudumu,
Belki bir adım ötede..
karanlığa salardım yalnızlığımı,
Ne umut döndü rüzgardan..
Ne yalnızlığım azaldı karanlıktan,
Vurduğum yerde öldü ''sonsuzum''..
Kaybettiği kandan...
Ardından susmak gerekti...
SUSTUM...

13-10-2010                          Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

..YALNIZLIĞI İÇMEK..

Umut yüklediğim sandallar da
Batmış son fırtınada,
Zaten beklediğim şey kalmadı
Kayıpların ardına,
Bir ben, efkarlı rüzgarda,
Oturup karanlıkla,
Vahşete yakın yalnızım..
İçimde sürüsüne bereket sessizliğimle...

12-10-2010                        Ö.E.

...Sonsuz'dan bir metin daha...

Pazartesi, Aralık 27, 2010

..İşTe O..!!

Orada öyle boş boş durmak değil,gözünde bile görmek isterim beni
Sessizlik değil, çığlığa boğulmak bazen, yerinde yeri göğü inletebilmek belki..
Ama orda öyle boş boş durmak değil,gözümde bir damla yaş...
Dilimde en umut dolu söz, gönlüme bağlanmış en ağır yük belki..
Taşınmaz derler..bırak derler.. işte o değil..!!
Bilmediğim bir yola yalın ayak dalıvermek belki
Bir zaman susuzluğuma su, yorgunluğuma dinlenek..
Ama öyle bıkkın değil, başın bayrağa selam durur gibi dik..
Tam yerinde 'evet' demek gibi.. yetişmez diye diye bir fidan dikmek belki..
İşte o..!! ansızın dilinde biten,utanmadan..
SENİ SEVİYORUM DEMEK İŞTE..!!
SENİ SEVİYORUM DEMEK...
26-02-2010                              Özkan ERDAŞ

...Sonsuz'dan bir metin daha...

...ÖYLE DERLER...

Bir bilmek yetmez on isterler
Sessizlik değil çığlık hayat
Bir gün değil her gün bayat
Bitti derler ve giderler...

Sen sus, konuşma
Yeter karanlığa karışma
Öyle derler öyle derler
Kuruş paraya kurşun şimdi...

Kimi satmış hissiz kalbini
Mecbur kalmış, olmazmış
Bir tek değil pek çok yalan
Yetti derler ve giderler...

Sen otur, yerinden kalkma
Unut konuşma, kes şımarma
Öyle derler öyle derler
Azami hızda yarış şimdi...

Bırak desinler demek değil
Bir lokma emek yemek değil
Aç koynunu ama sarılma
Öyle derler halt ederler...

Yeri geldi gün ağlamaklı
Belki dünde satılık kaldı
Merhamet etme,küfür gerek
Sendeki kalp satılık,yedek

Öyle derler öyle derler...
Bitti derler ve giderler...
Öyle derler öyle derler...
Yetti derler ve giderler ...

Bir ''dört duvar'' daha şimdi
Bir kez daha ''başaramadım''
Ve uzun yazılar yazılır
Giden tenhada,sen bak hayata...

ÖZKAN ERDAŞ- 14.07.2010

...Sonsuz'dan bir metin daha...

...GÖÇ...

Bitmez tükenmez kervanlar,sürüler geçmiş,
Önü ardı görülmeyen, belirsiz...sessiz yollardan
Bir ben kalmışım çamura bulanmış ,
Ne bir sürü ne bir kervan, sessizlik çığlık olmuş karanlıktan...
Nefes almaya bir mecal... develer,atlar,insanlar...
Karışmış esen rüzgara ''bir ben'' ; sisli, soğuk dağlar.
Vurmuş vurulası en adi hançeri hayat;sürü gitmiş.
Geride ağır yaralı,sus pus, oturaklı bir kalp...
Ne yürünesi yol görünür olmuş ne de kervanın sonu,
Yaşamaya bir mecal , SOĞUĞA İNAT...
GÖÇ gerek hayattan, GÜNEŞE İNAT...

07-05-2010 (Ö.E)

...Sonsuz'dan bir metin daha...

Cumartesi, Aralık 25, 2010

...SENDE Mİ ? ...

Neye üzüldünde saklandın o kuytuya..?
Gözlerini yaşlara boğan neydi ki..?
İstediğin şeyi mi yapmadı annen yoksa..?
Ağlamanın nedeni bu kadar şeye mi..?
Daha anlamını bilmez kalbin incinmenin, üzülmenin..
Çok küçüktür o bedendeki yürek henüz..
SENDE Mİ ağlıyorsun nedensiz...

Esen rüzgar mı üşüttü bedenini,
Yoksa elini mi çizdirdin oynarken çalılara..?
Koşarken çimenler içinde yere mi düştün,
Yoksa ilgi göstermediler diyemi ağlaman...
Daha acı çekmenin, yerlerde ezilmenin
Bir yerini derinden kesmenin, yaz günü donmanın..
Bunların tadını bilmezsin be çocuk...!!
Ne diye ağlarsın..?
SENDE Mİ büyüdün ki...

Yakınlarda annen yada baban yok mu..?
Koş sarıl işte..ağla doya doya..avutanın çoktur..
Kendini yalnız hissedince ağlayıver.. gelenin çoktur..
Daha ne gördün hayatta be çocuk..!!
Gözyaşıyla kandırmak senin zamanında işte..
Biz büyüdük!! ağladığımızda koşanımız yoktur..
Yalnız hissedince yalnızızdır..gelenimiz de yoktur..
Şimdi geçmişsin o kuytuda ağlamaktasın..
Çık be çocuk çık bak dışarıda sana güneş açmış..
Karanlıklar bize... ağlama hadi..
Sana doğar her gün, koşmak sana, yorulmamak sana...
Bizde geçtik senden be çocuk...mutluyduk..
SENDE Mİ mutlusun....

ÖZKAN ERDAŞ 23-02-2010

...Sonsuz'dan bir metin daha...

Cuma, Aralık 24, 2010

..BENDEN BU KADAR..

Ucuzlamış artık yalnızlık
Ucunda ölüm olana hikmet
Gözümde sisleri deviren ay
Gözünde bir yudum vefasızlık
Belki hiç olmaktan
Belki bilmem ardından gittiklerin..

Oldurmak ta kış uykusunda
Batılı gözlerle arıyorum yarını
Doğuda kaybetmişken tüm duyuları
Ortasında akdeniz büyüğü suskunluk
Kifayetsiz aşığım geceye gecelere
Son hecede ölüm yazan şiirle
Belki uğruna göz yaşı döktüklerim..

Perdeleri aralayınca kör sokaklar
En kaybolduğum yıların ardına
97'lerde bulduğum o küçük ben..
Bir bulut yakalamışlığım pamuk beyazı
Son damlasında sislerimi dağattığım
Başka bulutum yok yağmur yükleyecek..

Benden bu kadar kara oğlan..
Kaybolmaksa gelsin fırtına karasıyla
Yağmur bensizde yağar amansızca...


24-12-2010                      ÖZKAN ERDAŞ
...Sonsuz'dan bir metin daha...