Cumartesi, Mart 16, 2013

..Çocuk İşte..


Söylendiği gibi koyuldum yola.
Bir elim yalnızlığımda,
Diğerini sakladım cebime,
Lazım olunurmuş duyduğumca.
Yol karanlık, uzun, tırmanışları bol
Uzakmış işte olancasına.
Erzağı bol almalıymışım bir de,
Nereme yiyeceksem dedim önce…

Bir yola devrildim yorgunluğum had safhada,
Ne bileyim hidayeti, ne bilir ki çocuk üşümemeyi,
Diğer elimi çıkardım cebimden,
Sarıldım sağ belinden sevdaya.
Üşümek neyse artık,
Yanmakmış sevdalının gerçekliği.
Çocuk, sevmeyi iyi bilmiş meğer.
Hiç te üşümedi bir daha …

Söylenen yol böyle değildi.
Anlatılana uysam, aydınlık yoktu zaten.
Neresinde kaldıysa karanlık, uzun, yokuşlu
Ben o sapağı kaçırdım demek ki,
Bir de yalnızlığa sarılan elim var tabi.
Korkudan çıkartamadığım, cebimden.
Çocuk, yalnız kalmayı da iyi bilmiş meğer.
Ondanmış sıkı sıkı sarılması …

Kara tahtalarda öğrendim yazı yazmasını,
Sonra renkleri değişti tahtaların .
İnadına özen gösterdim güzel yazmaya,
Tahtalar değiştikçe çirkinleşti..
Beyaz tahtalar var şimdi,
Mürekkepli kalemlerle yazılmakta,
Ben tebeşir tozu yutan, hastalanmaya bahane,
Çocuk, yazmayı da severmiş meğer,
Zaman değişmese,
İyi şair olurdu diyorlar.
Bir de,
Zaman değişse de ,
Çok severmiş, iyi bildiğinden …


16.03.2013





...Sonsuz'dan bir metin daha...

Salı, Mart 12, 2013

..Denizi Okudum , Romana Benzer..

Dalgasına kapılıp koca bir yük gemisinin
Alaboraya yakın durulduk.
Çok açılmıştık, sahil yoktu  yakın.
Patlasa deniz sığınacak koy da yok.
Küçüktük.
Akıntıya yüzemediğimiz güçsüz bedenimizle,
Henüz kürek çekmeyi de bilmezken,
Ters esmesin diye rüzgara dualarımız,
İçten ve gerçekken,
Şimdi değil ise de,
Borçluyuz açık mavi denize.
Şimdi,
Biz büyüdükçe;
Deniz dalgalanmaya,
Yük gemileri yardımcı burun'dan geçmeye,
Rüzgar tersten esmeye,
Devam edecek.
Ama kürek çekmeyi öğrendik..
Yelkeni rüzgara ayarlamayı da ...
Denizci doğduk.
Biz yüzmeyi ne zaman öğrendik?
Bilmem...



12.03.2013

...Sonsuz'dan bir metin daha...